Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Serhatın Sesi / Serhat Diyarından Haberler
Haberler / Türkiye

İsmail Beşikçi: Türkiye İran olmaz seküler güçler daha yoğundur daha yaygındır

01.08.2018
İsmail Beşikçi: Türkiye İran olmaz seküler güçler daha yoğundur daha yaygındır

” Her şeye rağmen böyle durumlarla karşılaşılacakmış ve yaptırımlar olacakmış gibi hazırlıklı olunmalıdır.”

Bilindiği üzere, son zamanlarda gündemde en çok yer alan konulardan biri, Türkiye’nin nereye gittiği, geleceğinin ne olacağı sorusudur. Özellikle Anayasa değişikliği ve 24 Haziran seçimlerden sonra, halkın belli bir kitlesi, yönetimin artık tek adamın elinde toplandığını düşünmekte, bu düşüncenin etkisiyle özgürlüklerin kısıtlanacağından endişe duymaktadır. Bu kapsamda, Türkiye’nin geleceğine ilişkin endişeler artmaktadır. En çok da “Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Libya, Irak, Suriye, Arap Emirlikleri ve İran gibi dini baskıların, bölünmelerin, iç savaşların olduğu, otoriter tek adam ülkesi mi oldu/oluyor” endişesidir.

Bu konuyla ilgili farklı bakış açıları bulunmaktadır. Bu nedenle adilmedya.com olarak çok sayıda yazar, akademisyen, kanaat sahibi kişi ve yazarla “Yeni Türkiye Soruşturması” yaptık. Görüşlerini bizlerle paylaşan yazarlarımıza teşekkür ediyoruz.

Soruşturmada bugün İsmail Beşikçi’nin görüşleri: 1- Türkiye nereye gidiyor?

Türkiye İran olmaz. Türkiye’de seküler güçler, daha yoğundur, daha yaygındır.

Seküler güçlerin örgütlü olduğu da söylenebilir. Buna rağmen bu güçler, yarın böyle bir süreçle karşılaşılacakmış gibi hazırlıklı olmalıdır.

 

 

2-) Irak, Suriye gibi Türkiye’de de bir bölünme yaşanabilir mi?

Türkiye, Kürd sorunu konusunda güçlük yaşayabilir. Ama, Türkiye, Irak, Suriye değildir. Ordu, polis, jandarma, sivil toplum örgütleri çok daha güçlü ve örgütlüdür. Resmi ideoloji, Türk egemenlik

sistemi çok daha güçlüdür. Türk milliyetçiliği çok daha güçlü ve yaygındır. Bütün bunlara rağmen, Kürdler, Kürd olmaktan ve Kürd ulusu olmaktan doğan haklarını her zaman savunmak

durumundadırlar. Bu süreçte, Kürd dilinin yaşamsal kılınması, çok önemlidir.

 

3- Bir zamanların başörtüsü mağdurlarının mağduriyeti giderildi, fakat aynı kaygıyı şimdi başörtüsü takmayan vatandaşlar mı taşıyor? Türkiye de başörtüsü zorunluluğu gelir mi? Siyaset, kadın bedeni üzerinden mi devam edecek?

Böyle bir sürecin gelişebileceğini sanmıyorum.  Seküler güçler böyle bir sürece olanak vermez. Buna rağmen yarın böyle yaptırımlar olacakmış gibi hazırlıklı olmak gerekir.

 

4 -Cumhurbaşkanlığından sonra sırada Halifelik mi var?

Halifelik, sadece Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı’nın istemesiyle oluşabilecek bir makam değildir. İslam dünyasının onayı gerekir.  İslam dünyasının, onun örgütlü gücü İslam Konferansı’nın buna

olanak vermesi olası değildir. Birleşmiş Milletler’in,  BM Güvenlik Konseyi’nin böyle bir süreci olumlaması düşünülemez.

 

Ayşe Yıldız / Adil Medya

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş