Bursa’daki arıtma tesisi, ileri arıtma projesiyle sanayicilerin yer altı suyu kullanımını azaltacak

Gündem

Bursa’nın doğu bölgesinde faaliyet gösteren Yeşil Çevre Arıtma Tesisi, 2006’dan bu yana bölgedeki 440 sanayi tesisi ile Kestel ve Gürsu ilçelerinin evsel atık sularını arıtıyor. Günlük yaklaşık 95 bin metreküp suyun arıtıldığı tesiste, bu su şimdilik doğaya salınarak tarımsal sulamada kullanılıyor.

Ancak tesiste fizibilitesi tamamlanan yeni bir projeyle, atık sular ileri düzeyde arıtılarak sanayicilerin kullanımına kazandırılacak. Projenin yaklaşık 2 yıl içinde tamamlanması planlanıyor ve günlük 60 bin metreküpe kadar suyun arıtılarak sanayicilere verilmesi hedefleniyor. Bu sayede yer altı suyu kullanımının azaltılması ve su kaynaklarının korunması amaçlanıyor.

Yeşil Çevre Arıtma Tesisi İşletme Kooperatifi Genel Müdürü Mehmet Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bursa’da artan su kullanımı ve iklim değişikliği nedeniyle yaşanan susuzluk sorununa dikkat çekti. Aydın, “Her geçen gün su kıtlığına doğru giden bir dünya görüyoruz ve ülkemiz de bundan payını alıyor. Yeşil Bursa’mız da bu noktada etkileniyor” dedi.

Aydın, kooperatiflerinin vizyon projelerinden biri olan ileri arıtma geri kazanım projesini hayata geçirdiklerini belirterek, pilot uygulamalarla sanayicilerin ihtiyaç duyduğu kriterlerde su elde ettiklerini söyledi. “Artık Yeşil Çevre, ortaklarının hangi kriterlerde su istediğini biliyor. Uygulama projesinin çizimini tamamladıktan sonra 2026 yılı içinde yapım aşamasına geçeceğiz” dedi.

Proje tamamlandığında, suyun OSB’ler aracılığıyla ortak sanayicilere ulaştırılacağını belirten Aydın, “Beklentimiz minimum 50 bin metreküp, maksimum 60 bin metreküp suyun kullanılması. Böylece ortaklarımız yer altından daha az su kullanacak ve yer altı su kaynaklarının zenginleşmesine katkı sağlayacağız. Projeyi 2 yıl içinde tamamlamayı ve 2028 yılında ortaklarımıza suyu kullanıma sunmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu proje, Bursa’daki sanayi tesislerinin su kullanım alışkanlıklarını değiştirirken, aynı zamanda yer altı su kaynaklarının korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.